Dijital Dönüşümde Rekabet Büyüyor

Tüm dünyada sektörler dijital dönüşüm yarışıyla karşı karşıya kalırken, inovasyon ve sürdürebilirliğe dayalı ekonomi gittikçe önem kazanıyor. Teknolojinin ilerlemesi ve sürekli değişen toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda dijital dönüşüme ayak uyduran kurumların işleyiş yapıları hız ve verimlilik kazanıyor. Dijital dönüşüme ayak uyduran şirketler yüzde 25 daha fazla kar elde ederken, şirketlerin sermaye giderlerinde yüzde 80 ’e varan tasarruf, işletme giderlerinde ise yüzde 95 ’lik bir tasarruf sağlanıyor.

Dijitalleşmenin verimlilik, güvenilirlik ve sürdürülebilirlik gibi konularda firmalara önemli oranda iyileştirmeler sağlaması bekleniyor. TÜSİAD raporuna göre firmalar; 2017 yılında dijital dönüşüm hakkında yüzde 77 oranında bilgi sahibiyken, 2019 yılında bu oran yüzde 95 ‘e yükseldi. Avrupalı sanayi şirketlerinin dijital dönüşüme önümüzdeki yıl yaklaşık 140 milyar avro harcama yapması beklenirken bunun karşılığında 110 milyar avro gelir sağlaması öngörülüyor. Tüm dünyada ise dijital dönüşüm pazarının gelecek 10 yılda 100 trilyon dolara ulaşması hedefleniyor. Tüm dünya dijital ekonomi dönüşümüne giderken, Türkiye’nin küresel güçlerle rekabet edebilecek seviyede olmasına ve yüksek teknoloji ihraç eden bir ülke konumunda yer almasına katkıda bulunacak hamleler yapmak kritik önem taşıyor.

50 Milyar Cihaz İletişim Halinde Olacak

Türkiye’nin orta gelir düzeyinden çıkabilmesi için, sanayide dijital dönüşümün benimsenmesi gerektiğini vurgulayan Dijital Dönüşüm Fuarı ve Zirvesi Genel Müdürü Hakan Yüksel; ‘’Firmalar gün geçtikçe dijital dönüşümün faydaları konusunda farkındalık sahibi olmaya başlıyor. Günümüz dijital dönüşüm teknoloji verilerine göre 2020 yılına kadar yaklaşık 50 milyar cihaz birbiri ile iletişim halinde olacak. Dönüşüme uyum sağlamayan firmalar ise ne yazık ki sektörde ve rakiplerinin gerisinde kalma riski ile karşı karşıya kalıyor. Türkiye’nin küresel rekabetçiliğinin artması ve bu alandaki çalışmaların bir üst düzeye çıkması için, inovasyon bu noktada dijital dönüşümün kaçınılmaz unsuru haline geliyor.