KOBİLERİN VE GİRİŞİMCİLERİN İHTİYAÇ DUYDUĞU DESTEKLER
Şu an kendi işini kurarak projesini hayata geçirmek, yeteneklerini ve bilgi birikimini, profesyonel iş hayatı ile bir gelir kaynağı haline getirmek isteyen binlerce kişi mevcut. Madalyonun öbür yüzünde ise, bu heyecanı ve isteği, bin bir zorlukla harmanlayarak bu çıtayı geçmiş ama ayakta kalmak için uğraşan da binlerce girişimci bulunmakta. Her yıl, KOSGEB önderliğinde açılan girişimcilik kurslarında, yüzlerce kişi, girişimcilik desteği almak için verilecek girişimci sertifikasını almaya çabalamakta. Hepsinin projesi, amaçları, hayalleri var ve bir kısmı da zor bir yola çıktığının henüz farkında değil.
Sayılar ile konuşmak gerekirse, TOBB’un 2018 için açıkladığı verilere göre, 2018’de fiil olarak 85.279 şirket bulunmaktadır. 2017’e göre açılan şirket %17,03 daha fazla olurken, kapananlar ise, yine 2017’e göre %7,05 oranında azalmıştır. Ama sonuçta 2018 yılında 2018’de 12.864 kişi şirket kapanışını vermiş oldu. Buradan yola çıkarak her bir firma en az bir kişiyi istihdam etmiş olsa, 12.864 aile ve ortalama 50.000 insan bu durumdan olumsuz etkilendi.
Peki devlet desteklerinin bu kadar ön plana çıkartıldığı bir ortamda, acaba girişimci adayları ile gerçekten birebir ilgilenilebiliyor mu? Belki de daha detaylı bir mentörlük verildiğinde, iş kurmak üzere harekete geçen girişimcilerin yarısının bir firma açmasının olurlu olmadığı ortaya çıkacak. Bu şekilde boşu boşuna tüzel kişilik vergi mükellefi haline gelmemiş olacaklar.
Ülkemizin son yıllarda geçtiği zorlu yollarda ayakta kalmaya çalışan girişimciler ve KOBİ’ler için gerçek anlamda neler yapılabilir? Devletin cephesinden baktığımızda, aslında krizi fırsata çevirecek şekilde, devletin özel müteşebbis gücünü çok iyi tespit etmesi, tabiri caiz ise keşfetmesi gerekiyor. Örneğin son 10 yılda açılan şirketlerin bilançolarından yola çıkarak, geliri, gideri analiz edilebilir. Belli bir mali süreçte zarar gösteren firmaların statüsü ve teknoloji seviyeleri ile birlikte bir çok etkili olan kriter ile değerlendirilerek terzi işi çözümler ile desteklemelerin yapılması gerekmektedir.
Gerçekte ihtiyacı duyulan destekleri biraz daha detaylandıralım. Kadın girişimci veya genç girişimci ya da orta ve üst teknolojili ürün veya hizmet üretiminde iştigal eden işletmelerden, kuruluşundan bu yana en az 2 yıl boyunca tam anlamı ile randıman alınamamış olması, fatura kesimlerinin çok düşük ya da bilançoda belirlenecek oranlarda zarar veriyor olması, devletin bu tür firmaları desteklemek amacı ile inceleme altına alması için yeterli nedenler olması gerekmektedir.
Bu tür şirketler için iki yönlü destek ihtiyacı bulunduğunu gözlemliyoruz. Birincisi devlet tarafından, şirket kazanamasa bile borç hanesine yazılan kalemlerin devlet tarafından desteklenmesi, diğeri de, bu destekler yapılırken, paralelde bu firmalara yatırım ortağı, yerli ya da yabancı müşterilerin bulunması veya mevcutta varsa Ar-Ge, Ür-Ge Projelerinin hayata geçmesi için onlara gerçek manada destek ve kolaylıkların verilmesi olarak bölümlendirebiliriz.
Bu doğrultuda, yukarıdaki birinci kısım ile ilgili neler yapılabilir? Bölgelerdeki oda ve borsaların, mali ve sigorta kayıtlarının yardımı ile tespit edilen, umut vadeden ama düşüş grafiğinde olan bu işletmeler ile ihtiyaçları konusunda birebir ilgilenmesi gerekmektedir. Onları sadece seminerlere çağırmak değil, gerekiyorsa biriken sgk primlerinin stopajının silinmesi, ya da belirli bir refah seviyesine ulaşana kadar faizsiz olarak borcun dondurulması, kira desteğinin verilmesi ya da onlara bölgelerde, devletin açacağı işliklerde ücretsiz yer verilmesi gibi destekler beklenebilir. Gümrük vergisi muafiyeti, İşçi Güvenliği ve Sağlığı konularındaki danışmanlık desteklerinin ücretsiz verilmesi gibi bir çok konuda kanadı kırık bu kartalların rehabilite edilmesi gerekiyor.
İkinci cepheye baktığımızda, devlet bunları desteklerken, şirketin ürün ve hizmetleri ile ilgili şirketin bir Güçlü/Zayıf Yön ile Tehdit ve Fırsatlarını yani SWOT analizini ortaya çıkarması, daha anlaşılır bir tabir ile mevcut halini fotoğraflaması gerekiyor. Bu şekilde, şirketin ısrar ettiği iştigal alanından belki bir tık değişiklik yapılarak yan dalında daha başarılı olacağı görülebilir. Bu şekilde de ileriye dönük olası yanlış yatırımlar da yapılmadan önlenebilir. İŞKUR’un kalifiye olmayan personel kadar, kalifiye personel için de sonunda iş çıkacak dinamik bir iş arama kurumu haline gelmesi de önemlidir. Bu şekilde de uçmaya çalışan, devlet korumasına alınan bu şirketlere, doğru personelin seçimi de devlet eli ile yapılmış olur.
Devlete borçlarını donduran, ya da borcu affedilen, profesyonel iş gücü desteğini alan, bunun yanısıra doğru ve kuvvetli yönleri ile iş alabildiği yeni müşteri gamı ve pazar payları elde etmeye başlayan, doğru yatırım ortakları ile eşleşen firmaların zannetmiyorum ki, hazırcılığa alışsın. Elbette, rota doğrulunca, kaldığı yerden devam edecek ve işte o aşamadan sonra biriken borçları yapılandırmaya gidebilecektir.
Devletin garantörlüğünü ve koşulsuz desteğini hisseden girişimci işte o zaman üretmek için proje geliştirir, ihraç etmek için katma değeri yüksek, teknolojili üretimler yapmak için çabalar. Yoksa kasasında para olmayan firmaya siz yüz yıllık borç yapılandırması yapsanız bir anlamı yoktur. Sonuçta o firmanın sıkıntılar hep devam edecektir. Kanamalı ağır bir yaralının kanını durdurmadan tedaviden olumlu sonuç almanız imkansızdır.
Her güne bir umut başlayan, günün sonunda karamsarlığa düşen tüm girişimcilere fotoğraflarına yukarıdan bakmalarını tavsiye etmek anca yapabileceğimiz. Belki ısrar edilen sektörden daha başka bir alanda çıkış yakalanacaktır. Herkese nokta atışı başarılı girişimler ve çalışmalar dilerim.
Mustafa AYDIN
maydin@isteilham.com Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.