Pozitif yaklaşım ‘Yaşama karşı direnç göstermek değil yaşam ile aynı akışta olmak ’ / Aleyna ALTUNTAŞ

Öncelikle  bu düzen de yaşama dahil olmak, mücadele etmek ve tutunmak gayret istiyor. Payımıza düşen her şeyi yorumlayıp, yoğurup kendimizce işleyerek yaşıyoruz esasen. Evet önümüze serilenleri bizler kabullenmeden önce isimlendiriyoruz. Yani konuyu olduğu gibi olumsuz karşılıyorsak eğer farkın da olmasak da negatif düşünceye kapı aralamış oluyoruz. Bu noktada yaşayışımızı kolaylaştıracak doğuştan değilse de sonradan öğrenilen Pozitif yaklaşımdan bahsetmek istiyorum.

Olumsuz düşünce insanı yoran bir durumdur ve hastalık olarak tabir edebiliriz. Kendimize göre yöntemler ile bu durumu iyileştirebilir ve tamamen ortadan kaldırabiliriz. Önemli olan alışkanlık haline gelmemesidir. Alışkanlık haline gelmemesi noktasında kendi içsel durumlarımıza göre metotlar bulabilir ve kullanabiliriz. Etkili olduğu düşünülen bir metot olan 20 saniye kuralımız bu durumlarda oldukça başarılı sonuçlara ulaştırır. Bu kural nedir? Negatif düşünceyle karşıladığımız, olumsuz gördüğümüz her konuda doğru algıyı yakalayabilmek için kendimize 20 saniye nefes aralığı vermektir. Bir nevi el fireni çekerek negatifliği yumuşatarak pozitif yaklaşımı başlatmış oluyoruz. Kendi hayatımıza soktuğumuz bu zorluğu bahsettiğimiz metodu kullanarak kendimiz ortadan kaldırma imkanına sahibiz. Yine de Negatiflikten çıkamıyorsak bazı değişikliklere gidebiliriz. Fiziksel değişimler ruhsal değişimleri beraberinde getirir. Evdeki mobilyaların yerlerini değiştirmek de buna örnek olarak verilebilir. Durağan enerjinin hareket etmesi, tıkanıklığı çözer. Negatif enerjilerle sıkışmış bir düşünce akışı, bedende ya da çevrede yapılan düzenlemeler ile çözülebilir ve kişiler çok daha mutlu ve rahat hissedebilirler.

Pozitif bakış açısı; karar verme, yeni atılımlar, ikili ilişkiler, iş ortaklıkları, sosyal ilişkiler, eğitim ve kariyer yaşantımız da kısacası hayatın her adımın da bizi ve çevremizi olumlu yönde etkiler. Pozitif söylemimiz her durumda polyanna tavrı elbette değil. Hayatta her zaman sorunlar olacaktır, sorunsuz bir hayat çekilmez ve sıradandır. Tozpembe bir dünya olmadığını ve olamayacağını biliyoruz. Öyle ki mutluluk hepimizin peşinden koştuğu, fakat nasıl elde edileceğini kolay kolay kestiremediği bir duygudur. Sonsuz mutluluktan önce olduğumuz yer ile yaklaşımlarımızı değerlendirmek daha önemlidir. Tüm akışımızı etkileyen bu durum için bir de İş dünyası için de örnek verelim. Birincisi önlerine gelen her konuda bardağın boş tarafını görüp, bir işin neden olmayacağına kilitlenenler. Yani zorlukları, engelleri, tehlikeleri, olumsuzlukları devamlı görenler. İkincisi de, baktıkları nokta boşlukların nasıl dolduracağıyla ve engellerin nasıl aşılacağına çoktan çalışmaya başlayanlar. Bilmemiz gerekiyor ki hata aramak

başarısızlığı beraberin de getirir. ‘Yaşama karşı direnç göstermek değil yaşam ile aynı akışta olmak ’ ile güzel bir özetleme ile sonlandırmak istiyorum.

Aleyna Altıntaş

aaltintas@isteilham.com Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.