DÜNYA SAVAŞINI BİTİREN SALGIN, İSPANYOL GRİBİ
COVID-19 Salgınını yaşadığımız bugünlerde, geçmişteki en önemli pandemilerden biri olan 1918’de ortaya çıkmış İspanyol Gribini, ekonomik ve sosyo-kültürel etkilerini ele alacağız bu sayımızdaki Tarih bölümünde. İlk defa 1918 yılının Mart ayında ABD’nin Kansan Eyaleti, Kansas City şehrinde, Haskell County kasabasında bir askeri kışlada görülmüştür. Başka kaynaklara göre, virüsün sebebinin Kansas’taki bir domuz çiftliğidir. Ve üç dalga ile birlikte, Dünya çapında 17-50 milyon kişinin (bazı kaynaklara göre 100 milyon) ölümüne neden olmuştur. 1. Dünya Savaşının da etkisi ile Avrupa’ya yayılan salgın, Osmanlı İmparatorluğu’na da sıçramıştır.
Her ne kadar, dönemin çeşitli haber kaynaklarının yazılı dokümanlarına ve yapılan araştırmalara göre, salgının etkileri hakkında bir fikir edinilebiliyor olsa bile, bu salgın, henüz tam anlamıyla tanımlanabilmiş bir süreç değildir. Salgın İspanya’da başlamamasına rağmen İspanyol nezlesi olarak adlandırılmasının sebebi ise İspanya’nın, Birinci Dünya Savaşı’nda yer almamış olması ve askerî sansür nedeniyle diğer Avrupa devletlerinde salgından söz edilmezken İspanyol basınının salgın konusunu ilk kez gündeme getirmiş olmasıdır.
Hastalığa yakalanma ve ölme riski en yüksek olan 20-40 yaş grubundakilerdi. Çünkü yaşlılar, 1830’larda görülen bir önceki salgın nedeniyle, bağışıklık sistemleri, İspanyol gribine karşı hazırlıklıydı.
Dünya çapında ölüm oranları ülkeden ülkeye farklılık gösteriyordu. Fakat gerçek şuydu ki; Bütün dünyada hastalıktan en çok etkilenenler kötü beslenen, kötü konutlarda oturan ve doktora gidemeyen yoksullar, göçmenler ve etnik azınlıklardı.
İspanyol Gribi adıyla anılmasına rağmen tarihte kayıt altına alınmış ilk vaka, 1918 yılı 4 Mart günü ABD’de Kansas’da yaşanmıştır. Fuston kampında aşçı Albert Gitchel ateş, baş ağrısı ve öksürük şikâyetiyle revire çıkınca takip eden üç hafta içinde bu kamptaki 1.100 asker hastaneye kaldırılır ve daha binlerce hasta, hastalığı ayakta geçirir.
Hastalık Avrupa’da Birinci Dünya Savaşı muharebelerinin devam ettiği Fransa, İngiltere, İtalya ve savaşa girmese de İspanya’da hızla yayılmıştır.
1918 ilkbaharında Fransız birliklerinin de dörtte üçü, İngiliz askerlerinin yarıdan fazlası grip geçirir. Mayıs ayında grip Kuzey Afrika’da, daha sonra Hindistan’ın Bombay kentinde görülür, Haziran ayında Çin’de, Temmuz’da Avustralya’da ilk vakalar görülmeye başlanmıştır.
İspanyol nezlesi ilk kez 11 Mart 1918’de ABD’nin New Mexico eyaletinde tespit edildi[kaynak belirtilmeli]. Salgın 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşmış ve Osmanlı dahil tüm dünya ülkelerini etkilemiştir. Hindistan’da ≈17 milyon kişi, yani ülke nüfusunun %5’i bu hastalıktan ölmüştür. ABD’de nüfusun yaklaşık %28’i hastalığa yakalanmış ve 500.000 ~ 675.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Britanya’da ≈250.000, Fransa’da ≈400.000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Fiji adalarında nüfusun %14’ü iki haftalık bir süre içinde İspanyol Nezlesi’nden ölmüştür.
İlk dalga diye adlandırılan bu dönemde hastalığın belirtileri hafif ve süresi kısa olduğu gibi öldürücülük oranı da normal mevsim griplerinden çok farklı değildi ve belki de bu yüzden hiç bir ülkede ciddi önlemler alınmamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda İspanyol Gribi Salgını
İspanyol gribi, Osmanlı İmparatorluğu’na da, 1. Dünya Savaşı sırasında, Avrupa’dan taşınmıştır. İspanyol gribinin, Osmanlı’da ilk defa 1918 Ağustos ayında görülmeye başlandığı çeşitli kaynaklarda yazılmaktadır. Savaş sonrasında terhis olup evlerine dönen askerler, bu hastalığın yayılmasında önemli bir rol oynamışlardır. Osmanlı’da o dönem, tifüs, sıtma, verem gibi çeşitli hastalıklarla mücadele ediliyor olsa bile, İspanyol gribi ile de dönemin kısıtlı şartları ve doktorları ile yine de yoğun olarak mücadele edilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda, o dönemde bazı önlemler alındı. Okullar belirli bir süre tatil edilmişti. Sinema ve tiyatrolar kapandı. Konferans ve toplantılar iptal edildi ve mümkün olduğu kadar halk bilgilendirildi. Umumi yerlerde ilaçlama faaliyeti yapıldı. Padişah Vahdeddin, İstanbul Şehremini Cemil (Topuzlu) de İspanyol gribine yakalanıp atlatanlar arasındaydı.
Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk’un ‘Osmanlı’nın Son Yılları’ kitabında anlattıklarına göre salgın, İzmir, Samsun, Ankara, Balıkesir, Çorum gibi Anadolu’nun farklı noktalarında da etkili oldu. Gazeteler Çorum’da günde 30-40 kişinin hastalıktan öldüğünü yazdı. İstanbul’da korku yüzünden gazeteler -bugün de olduğu gibi- hastalığa yakalanmamak için yapılması gerekenleri madde madde anlattı.
İstanbul Belediyesi’nin yayınladığı bir beyannamede halktan bazı önlemler uygulamaları isteniyordu. Bu beyannamede, hastalara temas edilmemesi, gereksiz ziyaretlerden ve gezilerden kaçınılması, soğuk algınlığına karşı dikkatli olunması, ağız ve dişlerin sık sık yıkanması, mikroplardan mendil ile korunulması, hastalık durumunda mutlaka doktora gidilmesi, evde bir hasta varsa, o hastanın ayrı bir odaya alınması, gerekli olmadıkça hastaya yaklaşılmaması, hastaya temas edenlerin ellerini ve ağızlarını iyice yıkamaları istendi.
Osmanlı’da, İspanyol gribinden ötürü ölenlerin tam sayısı bilinmese de, Murat Yolun’un “İspanyol Gribinin Dünya ve Osmanlı Üzerinde Etkileri” adlı tezindeki istatistiki belgelere göre, grip nedeniyle İstanbul’da sadece 10 bin kişi hayatını kaybetmiştir.
Atatürk de İspanyol Gribine yakalanmıştı. Böbrek rahatsızlığı nedeniyle, 27 Mayıs 1918’de gittiği Viyana’dan 30 Haziran 1918’de Çekya sınırları içerisindeki kaplıcaları ile ünlü Karlsbad’a geçti. Ardından tekrar Viyana’ya tekrar geçtiğinde, İspanyol Gribine yakalandı. Hastalık nedeniyle 4-5 gün daha Viyana’da kalmak zorunda kalan Atatürk 2 Ağustos 1918’de İstanbul’a döndü. Ardından 1919’da, Samsun’a çıkmadan önce, tekrar gribe yakalanan Atatürk doktor kontrolüne alınmış ve yapılan muayene sonucunda tehlikeli bir durum olmadığı tespit edilmiştir. Bunun nedeninin daha önce gribe yakalandığı için bağışıklık sisteminin güçlenmiş olmasıydı.
İspanyol Gribi ve Ekonomik Sonuçları
ABD merkezli yayılan İspanyol Gribinin ekonomik etkilerine ait veriler oldukça azdır. Verilerin çoğunluğu 1920 nüfus sayımına dayanmaktadır ve karşılaştırmaların düzgün yapılamamasını sağlayan en önemli faktör ise, 1. Dünya Savaşı dönemi olmasıdır. 1918 yılı kasım ayına kadar ABD’de iş gücüne katılması gereken 4 milyondan fazla erkeğin Birinci Dünya Savaşı’na katılmıştır.
Bu salgında sırasında Amerika Birleşik Devletleri’nde fabrika ve tarım işçilerinin dörtte birinden fazlası ülke çapında zarar gördü. Şu anda fabrika ve tarım işçileri nüfusun sadece %10’nuna ve iş gücünün %1,5’ine denk gelmektedir. Bununla birlikte hizmet sektöründe çalışan insan sayısı iki katına çıkarak ABD iş gücünün %80’i haline geldi.
İspanyol Gribi Salgını ile ABD’de oluşan ekonomik değişiklikler şu şekilde özetlenebilir:
- Arkansas Gazette, 19 Ekim 1918, sayfa 4’teki bilgilere göre, bölgedeki tüccarların işleri en az %40 oranında düşüş seyretmiştir.
- Perakende işletmeciliğinin gücü üçte bir oranında azaldı.
- Mağazaların satışları en az %50 oranında düşmüş durumunda.
- Yatak istirahati nedeniyle, yatak ve bileşen ürünlerinin taleplerinde ciddi oranda artışlar olmuştu.
- Little Rock bölgesinde özellikle ilaç depolarının gelirlerinde artış oluşmuştur.
- Doktorların en büyük yoğunluğu, hastalıkları tedavi etmek kadar, hastalıklara göre sınıflandırma yapabilmek ve istatistiki bilgi ve raporları tutabilmek nedeniyle oluşuyordu.
- Salgının en fazla sağlıklı yetişkin insanları etkilemesi nedeniyle, özellikle endüstriyel işletmelerde ve taşımacılık sektöründe, çalışacak yetişkin erkek bulmakta zorluk yaşanıyordu.
- Telefon şirketlerinde bağlantı operatörü eksiklikleri nedeniyle, gereksiz telefon görüşmelerinin talep edilmemesi istenmişti.
- Tennessee’de madenler kapatılmıştı.
O dönemde gerçekleştirilen bilimsel bir araştırmada, ABD’deki 1914-1919 yılları arasında ücret tespitlerinde grip nedenli ölümlerin direkt bağlantısının olup olmadığı üzerineydi. Grip ölümleri nedeniyle, imalat işçilerinin temininde oluşan düşüş, özel ürünlerin iş gücü maliyetlerinde ciddi artış meydana getirmişti. 1919-1921 ve 1930 yıllarındaki eyalet düzeyindeki kişisel gelirlerin kullanımı, eyalet çapındaki gribal ölümler ile ve sonunda, kişisel gelirlerin artışında direkt ve pozitif ilişkili olarak tespit edilmiştir.
İspanyol gribi salgını döneminde doğum yapan kadınların, yaşamlarının geri kalanında özellikle, şizofren, diyabet ve inme gibi rahatsızlıklar açısından daha fazla sağlık sorunu yaşadıkları gözlemlenmiştir. Ayrıca aynı araştırmanın bir diğer sonucuna göre, bu grip salgınında bağışıklık kazanma durumunun, iş gücü ve kazanç gücü ile pozitif bir ilişki içerisinde olduğu görülmüştür.
1960-1980 yılları arasında yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre,1918 İspanyol gribi salgını, halkın eğitim alma seviyesinde de düşüşe neden olmuştur. Enfekte olan annelerin çocuklarının sadece %15’i liseyi bitirebilmiştir.
Salgın üç dalga halinde gerçekleşse bile, bazı araştırmalara göre, 1918 İspanyol Gribinin ekonomik alandaki etkileri özellikle kısa sürede yoğun olarak görülmüştür. Özellikle eğlence ve hizmet sektöründeki çoğu şirketin kayıpları iki haneli yüzdelik sayılarla ifade edilir hale gelmişti. Sağlık ürünleri üretimi ile ilgili işlerde ise, ciddi oranda gelir artışı oluşmuştu.
Bazı akademik araştırmalar, 1918 salgınının iş gücünde kıtlık oluşturduğu ve işgücü ücretlerinde artışlar meydana getirdiğine işaret etmektedir. Ve yine araştırmalara göre, salgın döneminin neden olduğu insan kaynakları azalışı, salgın sonrasında da uzun yıllar boyunca etkisini sürdürmüştür.
KAYNAKLAR:
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52150272
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0spanyol_gribi
https://www.finansgundem.com/haber/iki-salgin-tek-fark-abd-daha-kirilgan/1482539
https://www.kibrispostasi.com/c77-SAGLIK_KISISEL_BAKIM/n316626-100-milyon-can-almisti-ispanyol-gribinin-tarihi-fotograflari Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.