Hayatını Şekere Adayan Adam; Nuri ŞEKER
Size bu bölümde, şekerin ustası, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk özel müteşebbislerinden ve Şeker ve Susam üretiminde deneme ve geliştirme çalışmaları ile de kendinden söz ettiren başarılı girişimci Nuri Şeker’in hayatını anlatacağız .
AİLESİ VE GENÇLİK YILLARI
Molla Ömer Oğlu Nuri olarak 1857 yılında Uşak’ta dünyaya gelmiştir. Ataları olan Molla Ömer Oğulları, Kırım’dan Erzurum’a, oradan da Bursa Kınık’a, oradan da Kütahya ve o dönem ilçesi olan, Uşak’a gelip yerleşmişlerdir.
Geçen zaman içerisinde Kalfa Köyünde satılan büyük bir çiftliği satın alarak Köy yerleşimini Kalfa Köyünde noktalamışlar. Bundan sonraki hayatları Uşak ile Kalfa Köyü arasında devam etmiştir.
Aile, bir çok iş kolunda çalışmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:
– Çiftçilik
– Rençberlik
– Büyük ve Küçük baş hayvan yetiştiriciliği
– Bahçıvanlık
– Helvacılık
– Haşhaş yağcılığı
– Kalaycılık
– Kırım’dan at getirerek at satıcılığı
– Halıcılık ( Ayni zamanda Yerli Rum ortaklarıyla Halı İhracatı )
– Halıların iplerinin boyamasında kullanılan Kök boya bitkisinin yetiştiriciliği
Nuri ise küçük yaşından itibaren pratik zekasıyla dikkat çeken, yaşından olgun bir çocuktu. Gözünü budaktan esirgemeyen ve ticari anlamda aldatılamayan bir yapıya sahipti. Öğrenmeye açık olan Nuri, yaşadığı yerde halkın alışverişteki ihtiyaçlarını iyi gözlerdi. Yapılması gereken işlerin üzerine giden, işin yoğunluğundan kaçmayan sabırlı ve eli çabuk ve usta bir iş yapış şekli vardı.
Bir yandan eğitimine devam eden Nuri, medrese eğitimini Uşak’ta tamamlayıp köyüne geri döndü. Girişimci bir ruha sahip olan Nuri, aldığı eğitimin de ona katkılarıyla, bir şeker fabrikası kurma fikrine kapılmıştı. O arada da, yine boş durmamış ve Susam bitkisinden yağ üretimi konusunda çalışmıştır.
ŞEKER FABRİKASI KURMA PLANLARI
Gün geçtikçe hevesinin arttığı, şeker fabrikası kurma hedefine uygun araştırmalar yapıyordu Nuri Bey. Fabrika kurma ile ilgili ipucunu İzmir’de bulmuştu nihayet. Torunu bu çalışmasını şöyle anlatmıştı: “Dedem, ikinci Mesrutiyet’ten önce, 1907-1908 yıllarında İzmir’e gitmiş ve orada, Viyana Şeker Fabrikası’nda çalışan Mehmet Eşref Bey ile tanışmıştı. Ve, kendisinden, şekerpancarı dikme ve yetiştirme ve şeker üretimi ile ilgili bilgi alıyor. Nuri Bey, Mehmet Bey’den Viyana’ya döndüğünde kendisine tohum göndermesini istiyor.” Mehmet Bey bu ricayı kırmayarak, mektup zarfı içerisinde şeker pancarı tohumu gönderiyor Nuri Bey’e. İşte şeker pancarından şeker üretimi macerası bu şekilde başlıyor.
Ardından aile bir araya gelip, şeker pancarı üretebilmek amacıyla Kalfa Köyü’nde satılığa çıkarılan bir çiftliği satın alır.
Torunu, dedesinin şeker pancarı üretimiyle oldukça yoğun bir şekilde ilgilendiğini ve daha kaliteli üretimi yakalayabilmek için sürekli deneyler yaptığını anlatıyordu: “Yetiştirdiği pancarları rendelerdi, kirli tatlı şurubunu elde ederdi. Şerbetin rengini berraklaştırabilmek için kimya bilgisine ihtiyaç duyuyor ve yine kendisi, bilimsel kaynakları araştırıp öğrenmeye çalışıyordu. Kireçle işlem yaparak, şerbetin içindeki yabancı maddelerin çökmesini sağlamıştı. Sonunda, elde ettiği berrak şurubu kaynatarak onu ravank yapmıştı ve dönemin bölgede faaliyet gösteren helvacılarına bu ravankı göstermişti. Ve şimdiden, ileride fabrika kuracaklarını ve helvalarında kullanmak üzere bu şurubu yapabilmek için şeker üretimi yapacaklarını söylüyordu.
Her şey iyi gidiyor gibi görünse de, Nuri Bey bir türlü şeker pancarından elde ettiği ve berraklaştırdığı şurubu kristalleştiremiyordu. Yoğun çaba ve araştırmalarından sonra, bu işin de sırrını öğrenen Nuri Bey artık şeker fabrikası kurma zamanının geldiğini düşündü.
CUMHURİYETİN KURULUŞU VE İLK ÖZEL ŞEKER FABRİKASININ KURULUMU
Cumhuriyetin de kurulmasından önce, henüz daha İzmir İktisat Kongresi toplanmadan Nuri Bey, şeker fabrikası kurma hazırlıklarına başlamıştı bile. 19 Nisan 1923 yılında Nuri Bey’in önderliğinde, 50 çiftçi ve 600 bin hisseli “Uşak Terakki Ziraat Türk Anonim Şirketi” kuruldu.
Bir müddet sonra şeker pancarı yetiştirme denemelerinde başarılı olunca 1923 yılında Mehmet Hacım öncülüğünde kurulan Uşak Terakki Ziraat Türk Anonim Şirketine, Mehmet Hacım’ın bizzat daveti ile kâtip üye olarak katılmıştır. Şirketin her bir hissesi 2 TL’di. Hisse senetlerinin satışı için gece gündüz çalışıldı. Nakit parası olmayanlara, yağ, yapağı, buğday, arpa hatta yumurta karşılığında satış yapıldı. Daha sonra takas edilerek alınan bu tarım ürünleri satılarak sermaye ortaya çıkarıldı.
NURİ ŞEKER’İN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’TEN DESTEK TALEBİ
Şeker fabrikası tam randımanlı üretim için henüz hazırlıklarına devam ederken, Nuri Bey fabrika kurma fikri ile Ankara’ya giderek, Gazi Paşa ile görüşür:
“Paşam, ülkeyi düşmandan kurtardınız, müsaade ederseniz bizler de üzerimize düşen görevi yerine getirelim.” der. Atatürk ona isteğini sorunca, “Ben Uşak’ta şeker fabrikası kurmak istiyorum.” der. Atatürk, ülkenin bütçesinin çok kötü durumda olduğunu ve ona nakdi yardım yapamayacağını söyler. Ve ardından Nuri Bey söze girer: “Dememi yanlış anladınız. Ben para talep atmaya gelmedim. İcazete geldim. Bana destek verirseniz, iki yılda size Türk şekerini tattıracağım.”
Nuri Şeker, icazeti alınca Uşak’a dönüp binlerce kişiden 51 bin 562 liralık pay toplayarak on bin lira sermayeli Uşak Terakk-i Ticaret AŞ’yi kurar. Sanayii Maadin Bankası da şirkete 180 bin lira ile ortak olur.
Nuri Şeker, Avrupalı 14 makine üreticisine, “Uşak’ta 500 ton şeker pancarından üretime dayalı bir fabrika kuracağım. Tercüme olanağı bulunmadığı için tekliflerinizi Türkçe yapın” diye mektuplar gönderir. İstanbul’da buluştuğu Çek Skoda firmasıyla anlaşır. Montaj çalışmalarını ve bir süre fabrikanın işletilmesini de yine bu çek şirket gerçekleştirmişti. 6 Ocak 1925’te temeli atılan fabrikanın inşaatı 1926 sonunda tamamlanır ve üretime başlanır. 1925 yılında 24 bin tonluk şeker fabrikasının makineleri ve aksamı Uşak’a getirilir, montajını da Çek mühendisler yaparlar. Lakin Trakya Alpullu’da kurulan bir diğer şeker fabrikası, ilk yerli şekeri, kendisinden 25 gün önce üretir. Alpullu’daki bu şeker fabrikası, Cumhuriyet Halk Fırkası Mebus ve yöneticilerinden Şakir Kesebir ve Faik Öztrak’ın önderliğinde kurulan bu şirketin, devlet desteğini alıyordu. Uşak’taki şeker fabrikası ise, çok ortaklıklı çiftçi ve halk şirketiydi. İlk üretimlerden 400 gramlık şeker torbalarıyla Nuri Şeker Ankara’ya teşekkür ziyaretine gider.
Gazi Paşa kendisine 2 bin 400 liralık bir çek vererek, şirkete ortak oldu. Bunun üzerine, Ankara’da Gazi Paşa’yı takip edenlerden 150 bin lira ortaklık için para toplandı. Meclis Başkanı Kazım Paşa da Ziraat Bankası’ndan kredi verdirdi.
Fakat dünya ekonomisindeki çalkantılar, Uşak Şeker Fabrikası’nı da kötü etkilemişti. Sermaye’nin %100 artırılmasına rağmen yine zarar edilmişti. Zarar etme nedenlerinden biri de, fabrikanın yerinin doğru seçilmemiş olması idi. Örneğin fabrika için gerekli su drenajlarla çok uzaktan çekiliyordu.
RESIM 2
Zarar nedeniyle tasfiyeye tabi tutulan şirket, 1931 yılında Sanayi ve Maadin Bankasına, 1933’te Sümerbank’a devredildi. Şu anki durumda da, fabrika devlet kuruluşu olarak üretimine devam etmektedir.
Nuri Şeker ise fabrikanın 1930 yılında Sanayi Maden Bankası’na devredilmesi üzerine köyüne dönerek çiftçiliğe devam etmiştir. 1958 yılında Uşak’da ölmüştür.
Kaynaklar:
http://www.mehmetseker.com.tr/nuri-seker-ozgecimisi
https://www.haberler.com/nuri-seker/biyografisi/
https://www.turkseker.gov.tr/tarihce.aspx
https://www.dunya.com/kose-yazisi/genc-cumhuriyetin-sanayi-mucahidi-nuri-seker/408088 Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.