Odeabank, Kayserili iş insanları ile dış ticareti konuştu
Odeabank, ihracatta risk ve fırsatların konuşulduğu Dış Ticaret Buluşmaları kapsamında, Kayserili sanayici ve iş insanları ile dijital platformda bir araya geldi. Dünyadaki ve Türkiye’deki makroekonomik gelişmeler ile COVID-19 salgınının etkilerinin tartışıldığı video konferansta, Odeabank yetkilileri Kayseri’de faaliyet gösteren firmaların yanında olduklarını bir kez daha hatırlattı.
TÜRKİYE’NİN genç ve dinamik bankası Odeabank, COVID-19 salgınının başlamasından bu yana dijital ortamda düzenlediği Dış Ticaret Buluşmaları kapsamında Kayserili iş insanları ile bir araya geldi. 50’ye yakın şirket yöneticisinin katıldığı video konferansta, COVID-19 salgını gölgesinde dış ticaretin finansmanı ile riskleri tartışıldı.
Odeabank Nakit Yönetimi ve Dış Ticaret Direktörü Ahmet Zafer Seyar, toplantının açılış konuşmasında Türkiye ve dünyanın içinde bulunduğu bu zor dönemde sanayici ve ihracatçılara destek olmak için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Seyar, Odeabank olarak COVID-19 salgınının ekonomiye etkisini asgari seviyede tutmak amacıyla işletmelere önemli kolaylıklar sağladıklarına dikkat çekti. 2019 yılında gerçekleştirdiği ihracat ile iller arası sıralamada 11. sıradan 10. sıraya yükselen Kayseri’nin dış ticaret açısından önemli potansiyel taşıdığını belirten Seyar; “Odeabank olarak sunduğumuz bankacılık hizmetleri ile sanayicilerin işlerini kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Ülkemiz için zor olan bir süreçte müşterilerimizin yanında olduğumuzu göstermek üzere destek paketleri açıkladık. Bu süreçten ülke olarak hasarsız çıkmak için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz” dedi.
Altınsaç: “Küresel piyasalardaki düşük faiz ortamı Türkiye’nin lehine çalışıyor”
Video konferansta konuşan Ekonomist Gizem Öztok Altınsaç, dünyadaki ve Türkiye’deki makroekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Küresel ekonomilerde beklenilenden çok daha erken ve hızlı bir geri dönüş yaşandığını görüyoruz. İçinde bulunduğumuz kriz 1930’lu yıllarda yaşanan Büyük Buhran ile kıyasla daha derin gözükmesine rağmen, süre açısından muhtemelen daha kısa olacağı öngörülüyor. Küresel ekonomilerdeki dipten dönüşlere bakıldığında ise, krizin en kötü döneminin geride kaldığı netleşti. Ekonomilerin ve üretimin krize giriş yani başlangıç noktasına dönmesinin en erken 2021 yılının sonlarında olması bekleniyor. Dolayısıyla şu anda küresel piyasalar açısından sevindirici durum; krizin en kötü ve en derin aşamasının geride kalması ve işin bir finansal krize dönüşmemiş olmasıdır. Bu arada da Amerikan Merkez Bankası (FED) gibi major merkez bankalarının da halen destek paketlerini artırdıklarını gözden kaçırmamak gerekiyor. Ekonomik aktivite açısından elbette en büyük risk ikinci dalganın yaşanmasıdır. Bunu takiben küresel ekonomi açısından Avrupa’da yaşanması olası bir deflasyon, önümüzdeki en büyük risklerden biri olarak gündemde yerini koruyor. Türkiye’ye için, küresel tarafta en büyük risk, önemli ihracat partnerimiz olan Avrupa’da resesyonun şu an tahmin edilen 1.5 yıllık süreden daha uzun sürmesi olur. Türkiye’de de küresel gelişmelerle paralel olarak iktisadi faaliyette bir dipten dönüş gerçekleşiyor. Küresel piyasalarda düşük faiz ortamı bizim gibi gelişmekte olan ülkeler lehine çalışıyor. Türkiye’nin ekonomiye verdiği destek daha çok kamu bankaları yüklü kredi büyümesi kanalı üzerinden gerçekleştiriliyor. Özellikle iç talebin tüketim bileşeninin yılın 3’üncü ve 4’üncü çeyreğinde ekonomiye daha belirgin katkı sağlaması bekleniyor. Kısa vadede dikkat edilmesi gereken önemli iki konu ise, enflasyondaki gidişat ve dolarizasyon olarak gözüküyor.” Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.