DOLAR 32,5093
EURO 34,9403
ALTIN 2.433,27
BIST 9.781,31
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 18°C

ÜLKEMİZDE YÜKSELEN DEĞER, SAĞLIK TURİZMİ…

ÜLKEMİZDE YÜKSELEN DEĞER, SAĞLIK TURİZMİ…
12.08.2018
A+
A-

Sağlık turizmi: insanların gerek bedensel gerek ruhsal sebeplerle dinlenmek amacıyla çeşitli rahatsızlıklarına fayda sağlamak amacıyla yapılan seyahatlerdir. Sağlık Turizminin tarihine bakacak olursak özetle şu gelişmeleri görebiliriz:

Dünya Sağlık Turizminin Tarihçesi

Antik çağlardan itibaren insanlar,  sıcak su tedavileri ağırlıklı olmak üzere şifa aramak için  farklı bölgelere seyahat etmektedir. Örneğin, M. Ö. VII. yüzyılda Asur kralı Asurbanipal, krallığının her yerinden toplattığı eski ve yeni çivi yazısıyla işlenmiş tabletler ve kopya ettirdikleriyle büyük bir kütüphane kurmuştu. Araştırmacılar, bunların önemli bir kısmının tıpile ilgili olduğunu veo dönemde hekimlik yapmak isteyen insanların kütüphane şehrine akın ederek bir tür sağlık bilimi turizmi gerçekleştirdiklerini belirtmektedirler. Tapınaklar yerini klinik tedavi uygulayan hastanelere bırakmaya başladı. Japonya’da Orta Çağda “Onsen” olarak bilinen mineral kaynaklar tedavi edici özelliğe sahip olması sebebiyle yaygınlaştı. Savaşçı kabineler bunları fark ederek savaştan sonra tedavi için bu su kaynaklarına gitmişlerdir. Bazı Müslüman medeniyetlerde yerli ve yabancılara hizmet vermek için sağlık merkezleri kurmuşlardır. Din, dil, Irk ayrımı gözetmeksizin bütün dünyaya hizmet verecek 8000 kapasiteli zamanının en gelişmiş ve en büyük olan Mansuri Hastanesini kurmuşlardır. Bu hastane Kahire’de yer almaktadır.

Ortaçağ sağlık hizmetlerinde Müslüman bilim adamlarının ve medeniyetlerinin yabancılara da hizmet veren sağlık merkezleri kurduğu dönemdir. Endülüsler sayesinde bugünkü İspanya’dan Babür İmparatorluğu’nun bugünkü Hindistan’ına kadar her bölgede darüşşifalar, Maristanlar, Bimarhaneler ve şifahaneler kurulmuştur. İbn-i Sina, Er-Razi, Al-Cezeri bu dönemin bilinen en büyük tıp alimleridir. Tüm dünya da sağlık hizmetine olan talepler Müslüman ülkelerdeki sağlık merkezi olarak adlandırılacak tesislere doğru olmuştur. 1206 yılında Anadolu’nun ilk tıp fakültesi olarak kabul edilen Gevher Nesibe Darüşşifası ve Tıp Medresesi inşa edilmiş ve yakın coğrafyanın sağlık cazibe merkezi olmuştur.

 

 

Türklerin Anadolu’ya yerleşmeden önceki yaşamlarında sağlık örgütleri arasında Şam’da, Musul’da ve Halep’te çeşitli isimler altında yaptırılan hastaneler vardır. Bu tesisler Semerkant’tan, Yemen’den hastaları ağırlayarak sağlık turizmi hizmeti vermekteydiler. Anadolu Selçuk Devleti’nin yıkılması üzerine kurulan Anadolu Beylikleri de bu Selçuklu tesislerini benimseyip yaşattıkları gibi, bunlara Cüzzamhaneler ve Körhaneler gibi sağlık tesisleri ile kaplıcalar eklemişlerdir.

16.Yüzyılda Avrupa’nın üst zengin tabakası eski Roma banyolarını yeniden canlandırılarak, SPAlar içeren St. Mortiz, Ville d’Eaux, Baden Baden, Aachen ve İngiltere’deki Bath gibi turistik kasabalar sağlık merkezleri olarak insanların bugünkü anlamda sağlık turizmi hareketliliğine dahil olmuştur.

Bu dönem sağlık tesislerinin o günkü şartlarla kurulduğu bölgeler yine müslüman bilim adamlarının yaşadığı şehirler olmuştur. Batıda termal su kaynaklarında şifa aranırken bu dönemi peşinden sürükleyen Osmanlı İmparatorluğunda önemli sayıda darüşşifa hizmet vermekte idi.

İslam dünyasında tıbbın merkezleri olarak İstanbul, Bursa, Budin-Peşte (Budapeşte), Bağdat darüşşifaları, kaplıcaları ile yakın ve uzak coğrafyaların sağlık turizmi merkezleri olmaya devam etmiştir.

20.Yüzyıldan itibaren A.B.D. ve Avrupa artık ticari ve endüstriyel merkezler olmanın yanı sıra, Dünya’nın sağlık bakım merkezleri de olmuşlardır. Ancak sağlık hizmeti amaçlı yolculuklar zenginlerin faydalanabileceği bir kavram olarak devam etmiştir.

1933 yılında Amerikan Tıp Uzmanları Heyeti (ABMS) kurulmuş ve ABD’deki tıp uzmanlığı dernekleri için şemsiye örgüt olmuştur. ABMS tarafından geliştirilen eğitimsel ve profesyonel politikalar dünya çapında bir çoğu bugün de kullanılan standartların temelini oluşturmuştur.

 

Ülkemizdeki Sağlık Turizmi Gelişimi

Ülkemizdeki son 10 yılda gösterilen sağlıkta dönüşüm ve sağlık sistemi iyileştirme çalışmaları ile çeşitli branşlarda uluslararası hasta kabulü ve memnuniyet düzeyi oldukça önemli bir artış sergilemiştir.

Sağlık turizmi tüm bileşenleri ile birlikte, Türkiye’nin düşük katma değerli ekonomik modelden yüksek katma değerli modele geçmesinde katalizör ve hızlandırıcı bir etki yapabilecektir. Çünkü sağlık sektörü katma değeri yüksek bilgi ve tecrübe temelli ekonomik çıktı üreten bir sektördür. Türkiye, 10. Kalkınma Planına ekleyerek bir açıdan sağlık turizmini stratejik sektör olarak ilan etmiştir. Bu doğrultudaki çabalarını koordine bir şekilde artırdığı takdirde önde gelen ülkelerden biri olacaktır. Çünkü Türkiye yıllık 40 milyon ziyaretçisi ile turizm alanında dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almaktadır. Buna ilaveten sağlık alanındaki teknolojik ve bilimsel düzeyi ile sağlık turizminde lider olma potansiyeline sahip görünmektedir.

Devletin yayınladığı “Sağlık Turizminin Geliştirilmesi Programı Eylem Planı” kapsamında, bu programla son yıllarda sağlık alanında kaydedilen gelişmelere paralel olarak, dünyada yükselen pazar konumunda olan medikal turizm, termal turizm ve ileri yaş-engelli turizmi alanlarında Türkiye’nin hizmet kalitesinin yükseltilerek rekabet gücünün artırılması amaçlanmaktadır.

Sağlık Turizm Koordinasyon Kurulu’nun Oluşumu  (www.saturk.gov.tr)            

Ülkemizde sağlık turizmi ile ilgili formal ilk yapılanma sağlık bakanlığı yapısı altında sağlık turizmi birimi kurulması ile başlamıştır. 2014 yılı başında itibaren sektörel bütünlüğün sağlanmasının kaçınılmaz olduğu öngörüsü ile yeni düzenleme ihtiyacı görülmüş ve bu doğrultuda çalışmalara başlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda sektör temsilcileri ile 6 ay süren çeşitli toplantılar yapılmıştır. İlgili bakanlıklardan temsilci bürokratlar, kamu hastanelerinden ve özel hastanelerden temsilciler, üniversite temsilcileri, tıp, iletişim ve turizm fakültelerinden temsilcileri, STK sektör temsilcileri, sigorta sektörü, aracı kurum temsilcileri, konaklama tesisleri ve termal tesislerden temsilciler ile çalıştay, konferans, küçük grup çalışmaları gibi toplantılarla sağlık turizmi bir çatı altında ortak dil kullanarak koordine edecek bir kurulun yapılanması çalışmaları yürütülmüştür.

Ağustos 2014’ten itibaren ‘‘Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu” olarak isimlendirilecek olan kurulun görev ve yetkilerine yönelik mevzuat çalışmaları başlatılmıştır. Yapılan toplantılar sonucunda hazırlanan mevzuatın ‘‘Başbakanlık Genelgesi” olarak yayınlanmasına karar verilmiş ve kurulun formal yapısı ayrıca 10. Kalkınma Planı eylem planları listesine işlenmiş ve bazı eylemlerle kurul doğrudan ilişkilendirilmiştir.

Ülkemizde ve Dünyadaki Sağlık Turizmi Verileri

Medikal turizm, termal sağlık turizmi ve yaşlı sağlık bakımı turizmi ile beraber sektör dünya genelinde 2014 yılı sonu itibarıyla, 100 milyar Dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır. Tüm dünya da milyonlarca insan, daha az maliyetle veya daha kısa bekleme süreleriyle, göz, diş, ortopedik ve diğer cerrahi operasyonlar, özellikle estetik cerrahi alanlarında destek almak, tedavi görmek ve aynı zamanda tarihi ve doğal güzellikleri görmek, tedavi olurken eğlenmek amacıyla sağlık turizmine yönelmektedir.

2015 verilerine göre, ülkemizde mevcut 562’si özel olmak üzere toplamda 1533 hastanenin uluslararası Sağlık Turizmi yetkisine sahiplik oranına baktığımızda, 2016 verilerine göre uluslararası JCI (Joint Commission International) standartlarına sahip 48 hastane bulunmaktadır.

Dolayısı ile ülkemizde geçtiğimiz sene yürürlüğe giren Sağlık Turizmi Yetkilendirme Belgesine sahiplik oranı da oldukça düşük görünmektedir.

Sağlık Turizmi Koordinatörlüğünün 2014 verilerine göre genel olarak son beş yılda ülkemizden sağlık hizmeti alan yabancı hasta sayısının 500.000’e ulaştığının ve 2017 verileri ile bunun 750.000’e yakın olduğu belirtilmiştir. JCI belgesine sahip 48 hastane ile bu kadar Sağlık Turisti çekilebilmiş ise, ülkemizdeki özel hastanelerimizin %50’sinde gerekli ulusal ve uluslararası yetkilendirmeler ve eğitimler tamamlandığında yıllık Sağlık Turizmi yabancı ziyaretçilerinin sayısının beş katına çıkması beklenebilir.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı Müsteşarının 2016 yılında yaptığı açıklamada 2015 yılında Türkiye’nin sağlık turizminden 1,5 milyar dolar gelir ettiği belirtilmiştir. Bu da geliştirmeye açık bir sektör olan Uluslararası Sağlık Turizminin, planlı bir strateji planı ile ilerleyen yıllarda gelirde ciddi bir artış öngörülmektedir. Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi’nin 2018 Ocak’ta yaptığı yazılı açıklamada 2017 Sağlık Turizmi geliri 7 milyar USD üzerinde gerçekleştiği belirtilmiştir.

Sağlık Turizmi Koordinatörlüğünün değindiğine göre, sağlık turizmi tüm bileşenleri ile birlikte, Türkiye’nin düşük katma değerli ekonomik modelden yüksek katma değerli modele geçmesinde katalizör ve hızlandırıcı bir etki yapabilecektir. Çünkü sağlık sektörü katma değeri yüksek bilgi ve tecrübe temelli ekonomik çıktı üreten bir sektördür. Türkiye, 10. Kalkınma Planına ekleyerek bir açıdan sağlık turizmini stratejik sektör olarak ilan etmiştir. Bu doğrultudaki çabalarını koordine bir şekilde artırdığı takdirde önde gelen ülkelerden biri olacaktır. Çünkü Türkiye yıllık 40 milyon ziyaretçisi ile turizm alanında dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almaktadır. Buna ilaveten sağlık alanındaki teknolojik ve bilimsel düzeyi ile sağlık turizminde lider olma potansiyeline sahip görünmektedir.

Koordinatörlüğün tespitlerine dayanarak öngördüğü bir başka çıkarsama da ise, Sağlık Turizmi’nin Türkiye’nin ödemeler dengesindeki cari açığına çok önemli bir destek kaynağı olacaktır. Türkiye’nin ihracata dayalı teknolojik ürün üretimi için ürün satış değerinin %80’i civarında ithal ürün bağımlılığı varken, sağlık temalı hizmet ihracatında bu oran %20 ’ler civarına düşmektedir yani her 100 liralık sağlık turizmi gelirinin, 80 lirası ülkemiz için net kazanımdır. Diğer bir önemli veri ise tatil ve eğlence amaçlı turistler kişi başı ortalama 650- 1000 USD harcama yaparken, sağlık hizmeti talebi ile gelen sınır ötesi hastalarda kişi başına harcamanın 6.000 – 9.000 USD arasında olduğu bilinmektedir ve bu rakamlar sağlık turizminin ülkemiz için önemini ortaya koymaktadır.

Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.

İŞTEİLHAM
REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
%d blogcu bunu beğendi: