KOAH Hastalığı ile Sosyal Mücadele / Canay Gümüşlü SAFİ
Bu sayımızda, sizlere yakinen tanığı olduğum ve Pandemi dönemi ile milyonları ilgilendiren bir akciğer hastalık grubu olan KOAH’a ( Kronik Obsturuktif Akciğer Hastalığı) yakalanmış hastaların ailelerinin, çevresinin yaşadığı ruhsal sıkıntılardan, ülkemizdeki devletin KOAH hastaları için sağladığı imkânlar ve geliştirilmesi gereken yönlerden bahsetmek istiyorum.
Babam kırk yıllık bir sigara içicisi iken 2015 yılında, 69 yaşındayken kandaki oksijen oranının ve nabzının ani düşüşü ile bilinç kaybı ile birlikte İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım servisine kaldırılarak yeni bir sürece başladı. KOAH hastalığı ile birlikte zatürre teşhisi kondu. Aslında lise yıllarında geçirdiği zatürre hastalığı, sporcu bedeninde o kadar hissedilmese bile, sigaranın da etkisi ile yıllar geçtikçe, babamda ağır hasarlar bırakmış. Kendisi eski bir futbolcu, emekli öğretmen ve sigara kullanımı dışında vücudunda herhangi bir hasarı, hastalığı olmayan bir birey.
Çınar gibi ayakta olan, yıllarca, öğrencilerine ailesine, arkadaşlarına büyük bir destek olan hayat dolu o babamın son beş yılda, ne kadar hastane kapısı çalsak bile gittikçe kötüleşmesine şahit oldukça, bizim gibi bu hastalıkla baş etmeye çalışan başka hastaların deneyimlerini de araştırmaya başladım. Çok dramatik, ders alınası hikayeler ile karşılaşıyorum. Ve çaresizliğin boyutunu gördükçe hayatlarımızın pamuk ipliğine bağlı olduğunu görmek, özellikle gençlik dönemlerinden itibaren sağlığımıza dikkat etmenin, zararlı alışkanlıklar edinmemenin, barışçıl ve iç huzurlu olmanın, insanın işinde ve kişiliğinde sürekli bir gelişim yolculuğunda olmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi bana bir kere daha.
“Bana bir şey olmaz.” Düşüncesi ve henüz daha bedenin harekete müsaade ettiği dönemlerdeki rahatlıkla insan önceleri anlamıyor bir şeylerin kötü gittiğini ve ailesinin, sevenlerinin uyarılarına da kulağını tıkıyor. Görmemezlikten duymamazlıktan geliyor. Ta ki, ilk büyük darbeyi alana ve ciddi olarak yatağa düşünene kadar… O aşamadan sonra artık hasta bir birey olarak devam etmek zorunda kalıyor hayatının geri kalanına. Her geçen gün bir öncekinden daha kötü seyretmeye başlıyor. Bazen hızlı oksijen düşüşleri, bazen nabızda artış, şeker seviyesinin ani yükselmesi ya da düşüşü, vb. belirtiler ile hastalığın seyri, kendisi ve yakınlarının gözünde iyice belirsiz ve ciddi bir endişe kaynağı haline geliyor.
Yaptığım kişisel görüşme, kaynak tarama, şifai araştırmalarım ile şunu diyebilirim ki, hasta ilk ciddi hastalanışından itibaren yakalandığı bu hastalıktan kurtulmak için çabaladıkça, gidişatın kötüye gitmesi ya da gidecek olması gerçeği ile ruhsal olarak da destek alacak duruma gelebiliyor. Mesela babamda, ileri düzeyde panik atak rahatsızlığı oluştu. Eskiden ailesini ve işini tüm soğukkanlığı ile yönlendiren ve onlara destek olan bir insanken şimdi en ufak bir nefes darlığında kendini dış dünyaya kapatan, algıları yavaşlarken kalp atışları artan, huzursuzlaşan biri haline geldi.
Bu olumsuz gidişatın da etkisi ile ve hareketlerinde oluşan kısıtlamalar nedeniyle sosyal hayatından da yavaş yavaş kopmaya başlıyor KOAH hastaları. Babam, el yeteneklerine sahip, öğretmen emeklisi, eğitimli ve sosyal hayatı kuvvetli biri olmasına rağmen artık hobilerinden zevk alamaz, hobileri ile uğraşamaz, sesi kısıldıkça sohbet edemez, kulakları ağır duyduğu için ve içindeki bunalmalar ve ruhsal çöküntüler nedeniyle karşısındakini dinleyip anlayamaz bir hale geldi. Bu gelişme tanıdığım bazı KOAH hastalarında görülmekte.
Devletin tüm olanaklarından faydalanmaya çalışan KOAH hastaları için daha detaylı bilgilendirme ve özellikle hareket imkanı zorlaşmış durumda olanlar için daha yaygın evde hizmet gerekmektedir. Ne tür hizmetlere ihtiyaçları bulunmaktadır?
Öncelikli olarak düzenli kontrollerini, özellikle tam teçhizatlı radyoloji testlerini ve kan tahlillerini yaptırabilecekleri doktor kontrollü ambulansların aylık olarak KOAH hastalarına hizmet vermesi oldukça yerinde bir hizmet olacaktır. Çünkü ileri seviye bir KOAH hastasının tüp desteğiyle kısıtlı adım atabilen hastaların hastanelere ulaşıp, hastane içinde hareket edebilecek ya da tüpüyle tekerlekli sandalye ile aşağı yukarı gidip gelerek randevulu olarak muayene olup testlerini yaptırması imkânsızdır. Sonuçta hastaların hepsinin refakatçisi olmayabiliyor, ailesinden uzakta olabiliyor.
Bir diğer aşılması gereken pürüz şudur ki; İleri seviyedeki KOAH hastaları için sürekli ihtiyaç duydukları cihazlar ile ilgili olarak bakım ve ihtiyaç analizlerinin yerinde yapılmasına ihtiyaçları bulunmaktadır. Ardından özellikle elektriğe bağlı bir yaşamları vardır ve hizmet kalitesizliğinden, yatırım eksikleri nedeniyle gerçekleşen elektrik kesintilerinden en fazla makineye bağlı yaşayan hastalar etkilenir. Ve bu tür hastaların ikamet adreslerinin öncelikli olarak enerji sağlanacak yerler olarak tespit edilmesi gerekir.
KOAH hastalarının bir diğer önemli ihtiyacı psikolojik ve sosyal ihtiyaçlardır. Uzaktan erişimle bile olsa, kendi ile aynı durumdaki hastalar ile birlikte deneyimlerini paylaşacakları platformlarda bir araya gelmeleri, devletin ilgili makamlarının atayacağı psikolog ve psikiyatristlerin eşliğinde evinde ziyaret ile onlara yalnız olmadığının hatırlatılması, gerekli test ve muayenelerinin yapılması gerekmektedir. Çünkü nefes alamamanın çaresizliği ile panik atak olan bu hastaların ailesinin de çaresiz kaldığı, ev içindeki herkesin de ruhsal sıkıntılar, bunalımlar yaşayabileceği de düşünüldüğünde KOAH’ın sadece bir hastaya değil, ruhsal olarak bütün bir aileye zarar verebildiğini söyleyebiliriz.
Bu satırları, babam yoğun bakımda zatürre tedavisi görürken yazıyorum ve beş yıldır en yakını KOAH’ın pençesinde olan biri olarak bizzat şahit olduğum için kötü ilerleyişe, KOAH hastalığına karşı yeni tekniklerin daha anlaşılır bir şekilde daha tabana yayılı olarak izah edildiği , KOAH’lılara terzi işi tedavi ve destekleyici bakımların verildiği daha efektif tedavilere ve ailelerin desteklenmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Pandemi döneminde ve öncesinde canla başla çalışan ve kendini hastalara adayan tüm sağlık ordumuza minnettarlıklarımı sunarım. Tüm hastalara acil şifalar dilerken, sağlıklı umutlu günler yaşamanızı temenni ederim.
Canay GÜMÜŞLÜ SAFİ (cgsafi@isteilham.com) Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.