DOLAR 32,5525
EURO 35,0287
ALTIN 2.429,51
BIST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 17°C
Paz 19°C
Pts 19°C

“En Güçlü Olan Değil, Şartlara Adapte Olabilen Ayakta Kalır…” / Canay Gümüşlü SAFİ

21.06.2020
A+
A-

Başlıktaki bu sözü, değer verdiğim bir iş insanı, birkaç gün önce gerçekleştirdiği bir röportajda tekrar vurguladı. Kısa ve öz, son aylarda dünya olarak yaşadığımız farklı deneyimlerin çok güzel bir özetiydi aslında bu söz. Sonra, kendimle birlikte, çevremin, iş camiasının başka bir hayat düzenine alışmasını düşündüm. Belki de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Değişen şartlar ve bizim uyum sağlayabilmemiz ile ilgiliydi belki her şey.

Aslında bana çok uzak olmayan bir yaşam şekli bu daha minimalist, daha faaliyet odaklı çalışma düzeni. Babamın ağır bir KOAH hastası haline gelmesi ile, daha az insan ile temas eder şekilde, ondan çok uzaklaşmadan, insanın nefes alabilmesinin ne kadar değerli olduğunu her atakta daha iyi anlaya anlaya geçen iki seneye profesyonel iş yaşamını da sıkıştırmaya çalışırken bu sürece kendimin çok daha önceden adapte olduğunu, Yani milyarlarca insanın alışmaya çalıştığı bu düzeni, kendi hayatımda zaten uygulamaya çalıştığımı daha iyi gördüm bu pandemi döneminde.

Belki o zamanlar, kendimi bir çok şeyden mahrum bırakmış gibi hissediyordum. Sosyal etkinliklere daha az katılabiliyor, trafiğe girmeden evden ya da ofisten görüntülü görüşmeler ile toplantıları tamamlamaya çalışıyordum. Babama refakat ederken yaptığım çalışmalar aklıma geliyor hastane odalarından. Atakların bazılarında, yoğun bakım kapılarında, bu sefer de tekrar aramıza dönmesi için dua üstüne dua ederken hiç aklıma gelmiyordu bir gün gelip bir çok kişinin de işlerini benim çırpındığım gibi yürütmeye çalışacağı.

Babam belki iyileşemedi o günlerden bu günlere ama ben bu sözün doğruluğunu yaşayarak gördüm. Belki o süreçte çok büyük atılımlar, ortaklıklar, yatırımlar gerçekleşmedi ama yılmadan adım adım birkaç alanda ilerlemeye çalıştık ekip olarak. Ve artık eminim ki, üstesinden gelmeye çalıştığım o zor şartlar aslında güçlenmek için birer donanımdı ve elde ettiğim deneyimlere bir bir eklendi.

Demem o ki, içinde bulunduğunuz duruma nereden baktığınız ve ne gördüğünüz ile ilgili mevcut şartları algılamanız ve pozisyon alabilmeniz. Bir akıntı ile sürükleniyorsanız, yukarıdan bakan biri için yüzüyor gibi de görünebilirsiniz. Ya da kıyıdan bakan birine, çırpındığınızı anlatmanız belki daha kolay olur. Bir de kurtulmaya çalışan siz olduğunuz için, sizin gözlerinizden bakıldığında da, boğulma emarelerinin vücudunuzda ve psikolojinizde bıraktığı hasarları hissetmek mümkün olur.

Eğer ben her şeyi bırakmış olsaydım, şimdi haber ve reklam ajansları ile çalışan, çeşitli dijital platformlarda yer alan, aylık tirajı elli bine yakın bir yayının var olabilmesi mümkün olmayacaktı. Mesleki olarak icra edilen diğer iş kollarında da mücadele edemiyor olacaktık. Ve her geçen gün daha iyiye, daha ilham verici işlere kafa yoruyor olamazdık belki de.

Bazen hayatımız ile ilgili kıyaslamalar yaparız kendimizce, bizden daha iyi durumda gördüğümüz kişilerle. Fakat bu kıyaslama çoğunlukla bizi daha iyi bir noktaya götürmez, götürmediği gibi motivasyonumuzu da olumsuz etkileyecek bir konuma getirebilir, hatta elimizi kolumuzu bağlar. En büyük rakibimizin kendimiz olduğu bilincine ulaşabilirsek çok daha huzurlu ve gelişime açık olacağımıza inanıyorum.

Şu andan sonra, eğer toplum olarak başarabilirsek, artık görsellikten daha çok, işin niteliğine, yapılan işin doğruluğuna, kalitesine, zamanın değerine odaklanabiliriz. Bu da bizleri daha da ileriye götürür. Hayatın, vaktin kıymetini daha iyi anlayabilir, sevdiklerimize daha çok zaman ayırabilir, daha sade ve dürüst bir iş ve sosyal hayata geçiş yapabiliriz. Artık, geçmişte kaldı dediğimiz ne varsa iyiye dair, tekrar yaşayabilmemiz için güzel  bir fırsat geçti elimize, şartlara adapte olurken bu şartları lehe çevirmek daha da akılcı olmaz mı? Daha çok okuyup, daha fazla kabiliyet kazanmak, sanata daha çok eğilirken, yardıma ihtiyacı olanı daha iyi görebilmek, daha çok spor yaparken, doğaya ve canlılara daha merhametli olabilmek…

Hepimizin, hayatın anlamını, güzelliklerini fark edebileceği vesileler ile daha çok karşılaşmasını dilerim. Sağlıcakla kalın. Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.

İŞTEİLHAM
REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
%d blogcu bunu beğendi: